ABD korona salgınından kaynaklı kriz koşullarında bile tek taraflı, hasmane ve yasadışı karar ve uygulamalarını sürdürüp şiddetlendirerek, ekonomik terörün kırmızı çizgilerini aşmış ve insanlığa karşı suç sınırına dayanmıştır.
Dünya genelinde korona aşısını bulmak için 145 ilaç firması ile üniversite rekabet etmektedir. Dünya çapında şu ana kadar 18 milyona yakın kişi korona virüse yakalanırken, 700 bine yakın kişi bu hastalık sonucu hayatını kaybetmiştir.
Bugünlerde çeşitli ülkelerin araştırma ve bilimsel merkezleri arasında korona salgınına karşı etkili aşının bulunması için etkin ve yapıcı rekabet ortamı oluşmuştur; tıp ve ilaç bilimleri alanında daha fazla gelişmeye neden olabilecek rekabet.
Hala Dünya Sağlık Örgütü'nün onayladığı koronaya karşı kesin bir aşı üretilmiş durumda değildir. Ancak dünyanın dört bir yanındaki araştırma merkez ve kuruluşları gece gündüz bu aşıyı bulmak için çalışmakta ve bu doğrultuda ümit verici çalışmalar yürütülmektedir.
İran İslam Cumhuriyeti de tıp ve ilaç sanayi alanında elde ettiği çarpıcı gelişmeler sayesinde korona aşısının üretimi konusunda gözle görülür adımlar atabilmiş ve Sağlık Bakanı Said Nemeki'nin ifadelerine göre, İran'da korona aşısı üretim süreci kısa zamanda insan üzerinde deneme aşamasına ulaşacaktır.
ABD diğer ülkelere karşı uyguladığı ambargoların tıbbi, tedavi ve ilaç cihazları gibi insani yardım mallarının ihracatını doğrudan kapsamadığını iddia etse de bu ambargolar sonucu oluşan kısıtlamalar sebebiyle bankacılık ve ticari işlemler çıkmaza sürüklenmiş ve yaptırım altındaki ülkelerin döviz giriş ve çıkışı konusunda sorunlarla karşılaşmasına meydan vermiştir. Bu çerçevede de ilaç veya hammadde temini zorluklarla karşı karşıya gelmiş ve sonuçta, İran gibi yaptırıma maruz kalan ülkeler, ilaç temini açısıdan birçok sorunla baş etmek zorunda kalmışlardır.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
yorumunuz